Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim, Sana uymayabilirim. Yanımda yürü ki böylece seni görebileyim, böylece ikimiz eşit oluruz.
Sponsorlarımız
Yunus EMRE
Yunus EMRE
Hem doğum tarihi ve yeri hem de hayatına ilişkin bilgiler netlik kazanmamış Yunus Emre’nin 1241-1321 yılları arasında, Moğol istilası ve Selçuklu Devleti’nin yıkıldığı dönemde yaşadığı, Taptuk Emre Dergâhında yetiştiği kabul edilir. Babasının adı İsmail olan Yunus Emre Taptuk Emre Dergâhında hizmeti sonrası Taptuk Emre’nin düşüncelerini yaymak maksadıyla Anadolu’yu dolaşmıştır.
Medrese eğitimi boyunca Arapça ve Farsça öğrenerek İran ve Yunan mitolojisiyle tasavvuf tarihini inceleyen Yunus Emre’nin tasavvuf yönüyle keskin bir gözlem gücüne ve derin bir hoşgörü anlayışına ulaştığı görülmektedir. Yaşadığı dönemin sarsıntılı ve acılı bir süreci içermesi Yunus Emre’de derin izler bırakmış, edinmiş olduğu tasavvuf eğitiminin de etkisiyle ortaya koyduğu eserleri Türk düşünce edebiyatının en büyük eserleri olarak tarihimizde yerlerini almıştır. Arı bir Türkçe diliyle, yer yer Arapça ve Farsça tamlamalar kullanarak süslediği eserleri varlık, yokluk, aşk ve Allah hakkında zihni yoruşları taşımakta, yoksulu zenginden, kâfiri Müslümandan ayırmaksızın Allah’ın yarattığı tüm insanları sevgiyle barındırmaktadır. Yunus Emre’yi Yunus Emre yapan bu yönü onun evrensel bir kişilik haline gelmesinde en büyük etki olurken, üzerinden asırlar geçmesine rağmen tüm tazeliği ile toplumsal olarak sahipleniliyor olması insanlık adına çok önemli bir değer olduğunu da göstermektedir.
Tarihî kişiliği menkıbelerle iç içe giren Yûnus Emre’nin destanî hayatına dair ilk ve en geniş mâlûmat Uzun Firdevsî’nin yazdığı sanılan Vilâyetnâme-i Hacı Bektâş-ı Velî’de yer almaktadır. Buna göre “Yûnus Sarıköy’de yaşayan, çiftçilikle geçinen fakir bir kişidir. Önce buğday almak üzere Karahöyük’e gider, bir süre Hacı Bektâş-ı Velî’nin yanında kalır, geri döneceği sırada buğday yerine Hacı Bektaş ona “nefes” vermeyi teklif eder, fakat Yûnus ısrar edince kendisine dilediği kadar buğday verilerek gönderilir. Köyüne yaklaştığı esnada gafletinin farkına varan Yûnus, buğdayın bir gün tükenip nefesin ise tükenmeyeceğini düşünerek tekrar tekkeye döner”şeklinde başlayan derinlere yolculuk hikayesi bugünlere ulaştığı gibi gelecek tüm asırlara da ulaşacak, toplumlara insanlık adına öncülğk etmeye devam edecektir.
Eskişehir Sarıköy, Manisa Buna ve Emreköy, Erzurum Dutçu Köyü, Isparta Keçiborlu ve Karaman'da adına yapılmış mezarlar olan Yunus EMRE’nin nerede öldüğü ve gömüldüğü kesin belli olmayan Yunus Emre’yi rahmetle anar, ebediyet yolculuğunda mutluluklar dileriz.